Bütün kuşlar efsaneye göre, kuşların hükümdarı Simurg’un bilgeliğine inanır, işler ters gittikçe Simurg’un onları kurtaracağını düşünür, onu bekler dururlarmış. Umutlarının kesildiği bir gün uzak bir ülkede Simurg’un kanadından bir tüy bulunmuş, böylece onun var olduğuna inanan bütün kuşlar toplanmış ve Simurg’u bulup yolunda gitmeyen şeyler için ondan yardım istemeye karar vermişler.
Ancak Kaf Dağı’nda bulunduğu bilinen Simurg’a ulaşmak için 7 dipsiz, zorlu vadiyi geçmeleri gerekiyormuş. Yolculuk başladığında 1. Vadi olan “İstek Vadisi”nde birçok kuş her şeye sahip olabilmenin büyüsüne kapılıp, 2. Vadi olan Aşk Vadisinde gözleri sisle kaplandığı için, 3. her şeyin gözlerine güzel göründüğü “Cehalet Vadisi”nde hiçbir şeyi önemsemeyen, önemsemedikçe düşünmeyen, düşünmedikçe unutan hatta Simurg’u bile unutan kuşlar yolda kalmışlar. 4.Vadi olan “İnançsızlık Vadi”sinde bazı kuşlar gittikleri yolun, amaçlarının anlamsız göründüğü hatta yolda öleceklerini düşündükleri için geri dönmüşler. 5. “Yalnızlık Vadi”sinde kuşlar kendilerini ve yönlerini şaşırdıklarından büyük hayvanlara yem olmuşlar. 6. Vadi olan Dedikodu Vadisinde Simurg’un toprak olduğunu bu yolculuğun anlamsız olduğu söylendiğinden yolundan vazgeçip geri dönenler olmuş. Ve nihayet 7. “Ben Vadisi”sinde her kuş ayrı bir şey söylemeye başlamış, biri diğerinin kanadını beğenmemiş, diğeri her şeyi bildiğini iddia etmeye başlamış, yanlış yoldan gidildiği söylenmiş… Hepsi kendi söylediğinin doğru olduğunu kabul ettirip lider olmaya çalışıyormuş. Böylece vadiyi geçip “ben” düşüncesinden uzaklaşana kadar en öne geçmek için birbirlerini ezip durmuşlar.
Nihayet Kaf Dağı’na vardıklarında sadece 30 kuş kalmış. Bu zorlu vadileri aşmayı başaran 30 kuş yuvaya vardıklarında sır çözülmüş.
Farsça “si” otuz, “murg” ise kuş demekmiş. Yani, arayışı tamamlayan bu 30 kuş, aslında aradıkları şeyin ta kendisiymiş. Bilgeliğe giden yol, aslında kendilerine yaptıkları bir yolmuş.
Bu hikâyedeki 7 vadi, hayat yolunda karşılaştığımız zorluklara nasıl da uyuyor. Başarıya ulaşmak için, nefsine hâkim olup, körü körüne bağlanmadan, düşünen ve kendini geliştiren, başaracağına dair inancını kaybetmeyen, birlik olmayı bilen, sorgulayan ve en önemlisi egosundan uzaklaşan herkes, küllerinden yeniden doğan Simurg olabilir.
Şimdi, bunların bilincinde olarak uçarken kendini bildiğinde gerçeğe dönüşen cennet ile ödüllendirilmiş bulursun sen seni.
Yaşam amacımız nedir diye düşündüğümüzde en sakin, en içsel, en insancıl olan yine kendimize yaptığımız yolculukta kendimizi bulmak sonsuzluk yolunda düşüne düşüne ilerlemek çıkar karşımıza…
Başlangıç yerimiz ne olursa olsun amaç bitiş çizgisinde inanılmaz çiçeklerin bitmesi… Yollara çıkmaktan korkmayalım, yoldaki taşlardan korkmayalım, aradığımıza ulaşana kadar karşımıza çıkan yeni tercihlerden yılmayalım umudumuzu yitirmeyelim ve vazgeçmeyelim… Hayatımızın yapı taşları sevgi, emek verme ve devamlı bilgiye ulaşma olmalıdır. Zorlu yollarda cesaretimiz sihirli sarılsın, tercihleriniz huzur versin…
Yorum Yazın